Herkes
üşürken ben anneme neden diğer insanlar gibi çok üşüyen biri değilim diye
sorduğumda. Bana “çok sıcak bir kış ayında doğmuştun, hava neredeyse yaz
gibiydi”. Demişti. Anaokulundaydım ve en büyük eğlencemiz o zamanlarki çok
yakın arkadaşımla nasıl keşfettiğimizi hayırlamadığım bir oyun vardı.
Birbirimizin penislerini öpmek ve dokunmak bunu her gün sırayla yapardık. Bu
yaklaşık 2 sene sürdü. Çok masumca bir davranıştı bunun dışında hiç bir şey
hatırlamıyorum.
Ortasona
geldiğimde basketbola inanılmaz ilgim artmıştı ve okul takımına alınmıştım. Her
antrenmandan sonra duş alırdık ve erkete olmamak için kendimi zor tutardım.
İçimden gelen inanılmaz bir dürtü, takım arkadaşlarımın popolarına ve
penislerine baktırırdı beni. Sonra kendimden korkmaya başladım. Çünkü
toplumumuzda İBNE lakabı o zamanlar çok ağızda sakız gibiydi. Ben gerçekten de
İBNE miydim ya da mahalledeki çocukların deyimi ile TOP J Çünkü GAY, EŞCİNSEL ve HOMOSEKSÜEL gibi terimleri
bilmiyordum. Çok uzun bir süre de duymadım. Sonralarında bir kız arkadaşım
oldu. Sevgi pıtırcığı misali bir ilişkimiz vardı. Hatta ilk öpüşmemizi
hatırlıyorum J Herkes mastürbasyon yaparken kız arkadaşını ya da
baktığı porno dergilerdeki ( delisiydik ) kızları düşlerken ben hep oradaki
erkekleri düşler öyle yapardım. İçimde gittikçe büyüğen bir korku vardı hatta
kasırga kadar büyük psikolojik sorunlar yaratıyordu bende. Asi, içimde büyüyen
belirsizlik ve kişilik sorunu ben neyim? Günahkar bir insan mı? Hastalıklı mı?
Sapık mı? Bu sorulara hiç bir zaman cevap veremedim o dönemlerde. 16 yaşıma
bastığım Lise 1. Sınıfta bir kız arkadaşımla ilk cinsel deneyimimi yaşadım.
Onun ilki değil ama benim ilkimdi. İlk başlarda pek bir şey anlamadım. Ben
erkeğim ibne değilim bunu kendime kanıtladığımı sanıyordum; ama hareketlerim
değişmişti. Onunla seks yaparken daha sert davranmaya başlamıştım. Bana artık
zevk almadığını ve sanki bir erkek varmış gibi davrandığımı söylediğinde.
Oradaki ERKEK kelimesi yine içimde, taaa bilinç altımın çok altına sakladığım
kişiliğimi ve cevaplayamadığım sorularımı tetikledi ve tekrar gün ışığına
çıkardı. Lise sona geldiğimde ise artık seks manyağı bir adama dönüşmüştüm.
Kadınlara olan saygınlığım kaybolmuştu ve erkekliğimi kendime ve iç sesime
ispatlamaya çalışıyordum. Herkes gibi mutlu olmak istiyordum. Sorunu olmayan ve
eşcinsel bir erkek olmamayı diliyordum. Bilinçsiz bir şekilde Allah’a beni
neden böyle yarattığını soruyordum. Lise hayatım hep içimde büyüttüğüm o sorun
ve cevapsız sorularla geçti. Tabi sadece bir kaç kez kendimi parmaklamakta buna
dahil J
Üniversiteye
geldiğimde ise şöyle bir dilekle ayrıldım şehrimden. Bir kıza deli gibi aşık
olayım ve evleneyim. İçimdeki küçük ibne kaybolsun. İlk sene dileğimin
gerçekleşitiğini sandım. Bir kıza aşık deli gibi aşık oldum ve ayaklarımı
yerden kesmesiyle meşgüldüm. Tabi iç sesimin uzun bir tatile çıktığını
farkettiğimde 3 sene geçmiş ve ben bu aşık olduğum kızdan ayrılmıştım. Peki ne
zaman geçecekti bu fırtına? Üniversiteden sonra İstanbul’a taşındım. İçimdeki
ibneyle birlikte karmakarışık bir hayatımız burada da devam etti. Eşcinselliği
ilk kez bu şehir de tanıdım. Gerçek yüzünü burada gördüm. Sonralarında bunun
bir delilik olmadığı düşüncesi girdi içime. Tabi içimdeki ibne yerinde
duramıyordu. Beni sürekli olarak itiyordu bu camianın içine. Tabi halen daha
bir çok şeyden habersizdim. Ne bir eşcinsel arkadaşım vardı ne de bir erkekle
temasım olmuştu anaokulundan bu yana. Mutsuzluğumun sebebinin bu olduğunu ve
beni her defasında başarısızlıklara götüren şeyin bu olduğu düşüncesinden bir türlü
uzaklaşamıyordum.
En sonunda kendimi bir barda ağlarken buldum.
Hem içiyor hem de ağlıyordum. İçimden etrafımda bana bakan gözlere “ Ben bir
İBNE yim” diye bağırıyordum. İşte her şey o gün başladı. Sanırım birisi benim
iç sesimi duydu. Ve bana “Life is fuckin short for being sad” dedi. ( hayat
üzülmekle geçecek kadar uzun değil ) O adama öyle bir baktım ki sert, tehdit
eden gözlerle acaba yüzüne bir yumruk mu geçirsem yoksa bardağı kırıp
gırtlağına mı yapıştırsam derken biranda içime düşen garip bir heyecanla şok
oldum. İç sesim çok yüksek bir sesle karşındaki bu adamda ibne oğlum dedi. Ve
bana katılabilir miyim diye sordu. Başımla onayladım ve birlikte içmeye
başladık. 40 lı yaşlarında fit, gri gözlü sarışın bir adam. Amerikalı olduğunu
ve 2 yıldır İstanbul’da İngilizce öğretmenliği yaptığını falan söyledikten
sonra. Bana iyi bir dinleyici olduğunu istersem hiç tanımadığım birine rahat
açılabileceğimi ve sonunda rahatlayacağımı falan söyledi. Tabiki anlatamazdım.
Ne diyecektim. Hiç bir deneyimi olmayan ve ne olduğunu bilmeyen arada kalmış.
Kızlarla mutlu olamayan bir GAY im mi diyecektim. Onu ilgilendirmediğini ve bu
konuda ısrarcı olmaması gerektiği konusunda uyardım. Kafam biraz dönmeye
başladı, hafif bir çakırkeyiflikte cabası. Adam ısrarla benimle ilgileniyor ve
saçma sapan şeylerden konuşmalar yapıyordu. Ben ise halen daha nedenini
anlayamadığım bir heyecan selinde boğulmakla meşgüldüm. Acaba Gay olmak böyle
hissetmek mi? Heyecanlanmak ve hemcinsine böyle bakmak mı? diye sordum! Ve işte
o vurucu cümle ağzından çıktı. “Evim buraya çok yakın istersen bana gidebiliriz
tabi beni yine azarlamayacaksan” diye sordu. İşte o anda hani derler ya
beynimden aşağıya kaynar sular döküldü. Öyle bir sıcaklık hissetim ensemden
sırtıma inen, titreme ve heyecanlı ben iki katına çıkan heyecanımla birlikte.
Dudaklarımdan çıkana ben bile hayret ettim. “Olur gidelim” !!! Aman allahım ne
yaptım ben, neden evet dedim. Niye şimdi hayır diyemiyorum. Kalkmak için ona
eşlik ediyor ve hazırlanıyorum. Sonunda ne olacak? Ve yola koyulduk yol boyunca
binbir sorular geçti aklımdan. Güzel bir evi vardı. Oturduk ve bir şarap açtı.
O kadar hızlı ve büyük bir yudum aldım ki şaraptan, heyecandan refleklerimi ve
hareketlerimi kontrol edemiyorum. İç sesim ise kendini olacaklara hazırlıyor.
Adam hiç zorluk çekmeden bana eşcinsel olduğunu ve benden çok hoşlandığını
söyledi. Aman allahım dedim evet iç sesim haklıymış bu da benden. Bir İBNE! Hiç
bir şey söylemedik bir kaç dakika. Sonra ben konuşmayı başlattım ve ona hiç bir
erkekle birlikte olmadığımı ve ağlamamnın sebebinin de bu olduğunu ve kısa ve
hızlı cümlelerle hayatımı anlattım. Bana istemezsem hiç bir şeyin olmayacağını
ve bunu denemezsem de ne olduğumu hiç bir zaman bilemeyeceğimi söyleyen
mantıklı bir cümle kurdu. Çok hızlı bir şekilde şöyle dedim. “Show me who I am”
( bana kim olduğumu göster ).
Ve
öpüşmeye başlaldık ilk 2 dakika hiç bir tepki veremedim. İstem dışı bir öpüşme
ve hararet basması dışında bir şey hissetmedim; ama soyundukça bende onun
hareketlerine eşlik etmeye başladım ve sadece anda kalmaya çalıştım. Artık 24
yıllık bir libidonun taşmasını yaşıyordum. Tamamen soyunduk ve o zamana kadar
Amerikalıların sünnetli olduğunu bilmiyordum. Karşımda tenime deyen başka bir
penis vardı. İlk kez ve bana inanılmaz derecede haz veren bir duyguydu bu.
Orada durdurdum ve hiç yapmadığımı ne olduğum konusunda da bir fikir sahibi
olmadığımı söyledim. Bana pasif mi aktif mi olmak istediğimi sordu. Önce aktif
olmak diyebildim fısıldar gibi. Tamam dedi ve sevişmeye devam ettik. Bir erkek
şu anda bana oral yapıyordu ve bu duygu daha önce bana oral yapan hiç bir
kızınki ile kıyaslanamayacak kadar müthiş bir zevkti. Bana ona da oral
yapacağım bir şekil aldırdı. ( nam-ı diğer 69 ) Kontrol ondaydı. Ve ilk kez
ağzımda bir erkek penisi vardı. Artık heyecan her yerimi sardı ve beni benden
alan bir duygu hakimdi. İç sesim sanki oscar ödülü almış gibi sahnede gururla
duruyordu. Daha fazla dayanamadım ve boşalacağımı söyledim. Pozisyon
değiştirdik ve ikimizde onun göğsüne boşaldık. Bu da inanılmaz derecede heyecan
verici bir duyguydu ve hiç bir pişmanlık hissetmiyordum. Sonrasında birlikte
duşa girdik ve şarap içmeye devam ettik. ( o günden beri içtiğim tek alkol
halini aldı beyaz şarap )
Bu
sırada ona her şeyi sorabileceğimi söyledi. Tek tek eşcinselliğini nasıl
keşfettiği, kaç yaşındaydı, ailesi nasıl karşıladı, nedir? Gibi sorular sordum.
Sanki karşımda konuşan bir vikipedi vardı ve beni aydınlatıyordu. Gittikçe
kendimle ilgili çelişkilerim kaybolmaya ve yerini sadece meraklı bir benlik
almaya başladı. Bana, sana baktıkça erkete oluyorum ve yüzün beni benden alıyor
dedi ve öptü. Elimden tutup yatak odasına çekti, bu sefer yatakta çıplak bir
şekilde daha ateşli bir öpüşme başlamıştı. Çünkü ilk duvarımı yıkılmıştı erkek
teni! Bir kaç dakikalık oral ve öpüşme sonrasında çemecesinden çıkardığı kondom
ve anal kayganlaşıtırıcı jeli deliğine ve kondomu geçirdiği benim penisime
sürmeye başladı. Misyoner ( halk dilinde bacak omza ) pozisyonunu aldı ve
yüzümü görmek istediğini söyledi. O kadar hızlı bir şekilde girdim ki içine
aman allahım ilk defa anal seks yapıyordum. Bir kızla da daha önce hiç
yapmamıştım. Ve şuanda altım bir kaslı 40 lı yaşlarında bir ama vardı. Bir kaç
dakika git gel ile boşaldım. O dakika da içinden çıkmadan onu öpmeye başladım
bu sefer isteyerek, kontrollü bir şekilde bunu BEN yapıyordum. İçinden
çıktıktan sonra yatakta yan yana yatarak konuşmaya başladık. Ona neler
hissettiğimi anlattım ve ilk cümle şu olmuştu “Ben bunca sene hata yapmamışım,
hasta, günahkar veya sapık değilmişim. Sadece gerçekte olduğum kişiyi kabul
etmemişim ve HOMOFOBİK bir HOMO gibi davranmışım. Korkuyla yaşamışım” O da
bunun herkesin ilk yaptığı şey olduğunu söyledi ve bir kez daha beni öptü. Ona
döndüm ve pasif olmak istediğimi de söyledim. Kapılarım artık açılmıştı ve her
şeyi hemen deneyebilecek kadar doyumsuz hissediyordum kendimi. Bana sekste
pasif olmam için lavman yapmam gerektiğini söyledi. Tanrı aşkına onu bir kez
yapmıştım ve midem alt üst olmuştu. O da hijyen için önemli diyerek bunu evde
nasıl yapacağımı gösterdi ( tabi sadece anlatarak ). Banyoya gittim ve yaklaşık
20-25 dk süren bir hazırlık sonunda yatak odasına geldim. Çoktan erkete olmuş
bir şekilde karşımda duran adama baktım ve daha önce oral yaptığım penis, bir
anda bir canavara dönüştü. Yaklaşık 18-19 cm ve biraz kalın sünetli bir
penisti. Ona yavaş olması gerektiğini söyledim ve bana gözleriyle ne yaptığımı
biliyorum der gibi bir hareket yaptı. Ben de onun yüzünü görmek istediğimi
söyledim. O da onun üstüne çıkmamı ve böylelikle kontrolün bende olacağını söyledi.
Bolca kendi deliğimi vealtımdaki adamın kondomlu penisini jelledikten sonra
üstüne oturmaya çalıştım; ama bir türlü içime alamıyordum. Pozisyonu pretzel
pozisyona geçecek şekilde aldık (Sizin sol tarafınızda kalmalı, dizlerinizin
üstüne çökmelisiniz. Sağ bacağını belinize doalyın sol bacağı ise uzanacak).
Hem yüzünü görebiliyordum hemde kontrolü paylaşmıştık. Yavaş bir şekilde içime
girmeye başladı ve o acıyı size tarif edemem; ama çıkmamasını söyledim ve yavaş
ve ritmik profesyonel hareketlerle git gel yapmaya başladı, bir kaç dk zevkten
çok acı almaya başladım. Ve ritim hızlandıkça bende zevk almaya başladım. İşte
o anda kendime şunu söyledim. “Ben bir EŞCİNSELİM”. Çünkü erkek bedenin bana
hükmetmesi ve içimde bir erkeğin olması beni hiç hissetmediğim kadar mutlu ve
iyi hissettirmişti. Bir kaç dk sonra ikimi birden boşaldık ve duşa geçtik. Bu
Amerika’lı adam ile yaklaşık 1 ay boyunca gizli; ama çok düzenli bir seks
hayatım oldu.
Çevremden
ise ilginç derecede pozitif ve güzel geri bildirimler alıyordum. Çoğunun söylediği
ilk cümle şu. Hayırdır seni bu kadar mutlu hissettiren ve etrafına ışık saçmanı
sağlayan hatunla ne zaman tanışacağız. Ahhh bilselerdi bunun bir adama olduğunu
nasıl karşılarlardı. ( Bu açılımları mı da ileriki yazılarımda sizlerle
paylaşacağım )1.5 ayın sonunda benden ona taşınmamı istedi, benden hoşlandığını ve erkek arkadaşı olmamı
söyledi. Aman allahım vurucu kelime geldi. Ben onun bana hissetiklerini
hissetmiyordum çünkü onu bir Fuckbuddy olarak görüyordum ve bu doğrultuda
kullanıyordum. Ya da kullandığımı sanıyordum. Ona güzel bir konuşma yaparak
ondan çok hoşlandığımı ve hayatımın sonuna kadar etrafımda olmasını istediğim
birisi olmasını dilediğim kişi olduğunu; ama kalbimin onun bana attığı gibi
atmadığını söyledim. Hayal kırıklığına uğradığını ve bir süreliğine görüşmemezi
istedi. İşte o anda gözümden yaşlar süzülmeye başladı; ama beni dinlemedi. Aman
yarabbi bir erkek için göz yaşı döküyorum hem de ilk kez. Gerçi her şeyi ilk
yaşadığım erkek oydu. O günden bu yana onu bir daha görmedim. Evinden taşınmış
ve okuldan da ayrılmış HongKong a yerleşmiş sanırım. Ve böylelikle ilk kez bir
erkeğin kalbini kırmış olmanın mutsuzluğuda bana gelmiş oldu.
Tüm bu
yaşadıklarımdan sonra kendimi tamamıyla kabul ettim ve artık kim olduğunu bilen
ve bunu kendisine inkar etmeyen bir adam olarak yoluma devam ettim. İşimde,
özel hayatım da ve tüm ilişkilerimde daha başarılı olmaya başladım. İster
inanın ister inanmayın; ama hayatınızda ne kadar net ve dürüst olursanız o
kadar pozitif bir ilerleme katediyorsunuz. Bendeki bu pozitif ilerleme EŞCİNSEL
olduğumu kabul etmemle başladı. İşte bu benim ilk eşcinsel deneyimimdir. Geri
bildirimler benim hayatımda çok önemli bir yere sahiptir. O yüzden blogumu
okuyan ve takip eden herkesten yazılarımla ilgili yorumlarınızı bekliyorum.
Şimdilik hoşçakalın, sevgiyle kalın J